Son yıllarda gerek ailelerde gerekse şirketlerde en çok duyulan serzenişlerden biridir “Ah şu Z kuşağı!”
Kimdir bu Z kuşağı?
Teknolojik çağda doğdukları için, halk arasında “zoomer” olarak bilinen, 1990’lı yılların sonunda, 2000’li yılların başında doğan insanlar olarak tanımlanmaktadır.
Çağa uygun olarak, hızlı, analitik, özgüvenleri yüksek, değişime açık, özgürlüklerine düşkün, haklarını aramak konusunda asla taviz vermeyen, bireysellikten hoşlanan kişilerdir. Bilgiye çok çabuk ulaştıkları için, hızlılık önemli bir kavram olup, yavaş ve durağan ortamlardan, uzun süre aynı yerde kalmaktan çabuk sıkılabilirler. Bu nedenle, sebatkarlık, çok fazla çaba harcamak, özverili davranmak onlar için ilk sırada değildir.
Gen Z olarak da adlandırılan bu kuşağın, yavaş yavaş çalışma hayatına dahil olmaları nedeniyle birçok şirkette, Z kuşağı ve özellikle X kuşağı arasında çatışmaların yaşandığı bilinmektedir. Aslına bakacak olursak, şu an yaşanan X ve Z çatışması, geçmişte baby boomer denilen kuşak ve X kuşağı arasında yaşanmışken, gelecekte Y kuşağı ve Alfa kuşağı arasında yaşanacaktır. Kuşak çatışması diye adlandırılan bu çatışmaların temelinde ise, kuşakların gördüklerinin, yaşadıklarının ve hayata bakış açılarının farklı olması, birbirlerini dinlemeye ve anlamaya özen göstermemeleri yatmaktadır.
Bu anlaşmazlıkları çözebilmek için, öncelikle, farklılıklardan ortaklık yaratmayı başarabilmek gerekir. Bu ortaklık da ancak iki kuşağın birbirlerine birşeyler katabileceğinin farkında olması ile olur. İş hayatı da, aile hayatı da bireylerden oluşan bütündür. Bu nedenle bireylerin birbirlerini desteklemesi bütün olmaları açısından çok önemlidir.
"Karşıtlar yararlıdır, en iyi uyum farklılıklardan gelir."
Heracleitus
Hangi dönem olursa olsun, mükemmellik diye birşey söz konusu değildir. Örneğin; X kuşağı daha fazla araştıran, daha sebatkar, daha özverili bir kuşakken, değişim konusunda geleneksel, teknolojik anlamda ise eksik kalmıştır. Z kuşağı teknolojik anlamda üstün, özgüveni yüksek bir kuşaktır ancak teknolojinin getirdiği negatif bir özellik olarak bireysel bir kuşaktır. İşte bu nedenle de bütün olmak eksiklikler açısından birbirini desteklemek çok önemlidir.
Mentorluk bütün olmayı kolaylaştıracak bir unsurdur. Hem X kuşağı hem de Z kuşağı gerek iş hayatında, gerekse aile hayatında birbirlerine mentor olmalıdır. Mentorluğun başarılı olabilmesi için;
X kuşağı;
Ön yargılardan ve ben bilirimci davranışlardan uzaklaşmalı ve Z kuşağına da söz hakkı vererek can kulağıyla dinlemelidir.
Değişime karşı açık olmalıdır.
Geleneksellikçi yaklaşımdan uzaklaşmalıdır.
Teknolojik değişime açık olmalıdır.
Hayat tecrübesini, bilgisini Z kuşağına aktarmalı ancak bunu yaparken dikte etmek yerine kendi yaşamından bir kesit olarak örneklendirmelidir.
Z kuşağı;
Bakış açısına uymasa da, tecrübeli insanların görüşlerini de saygıyla dinlemeli ve aklının bir köşesine yazmalıdır. Unutulmamalıdır ki her tecrübe günün birinde işe yarayabilecek bir bilgidir.
Kurallara karşı direkt tepki vermek yerine, neden konulduğunu anlamak ve varsa görüşlerini etkili bir iletişimle ifade etmelidir.
X kuşağına yenilikleri, teknolojiyi öğretmelidir ama bunu bilinçli ve isteyerek, destekleyici bir şekilde yapmalıdır.
Gelişen teknolojinin önemli olduğunu ama tek başına yeterli olmayacağını, deneyim ve yaşanmışlıkların önemini de bilmeli ve bunlardan fayda sağlamalıdır.
Bireysellik dışında bütüncül yaklaşıma da önem vermelidir.
Sağlıklı iletişim, huzur ve mutluluktur. Birbirimizi anlamak için dinlersek, huzur ve mutluluk hayatımızdan eksik olmaz.
"İnsanı ilgi ile dinlemek insana en büyük ikramdır."
Mevlana
Comments